27 Mayıs 2012 Pazar

Peynir Yedirme Çabaları-3



Evet yine kahvaltı sorunsalıyla karşınızdayım.Çözemiyoruz bu sorunu bir türlü...Belki de sorun diye algılamamalıyım.Kahvaltılık sevmiyor benim oğlum diye konuyu kapatmalıyım.Bilemiyorum...
Ama annelik işte bir türlü sindiremiyorum ve değişik alternatifler sunarak sevdirmeye çalışıyorum.
Daha önce bahsetmiştim krep yada bulamaç hazırlıyordum sıklıkla, ama bulamaça son verdik artık 15. ayımızdayız :) Aslında lezzetleri öğrenmesi açısından düşününce bulamaç yanlış gibi görünsede içine her istediğimi ekleyebilmek içimi rahatlatıyordu.
Önceki akşam mıhlama yapmak geldi aklıma, daha önce hiç yememiş ve yapmamıştım.Uras'a peynir yedirmenin bir yolu daha oldu ama bakalım sevecek mi diye heyecanla sabahı bekledim.Boşuna endişelenmişim iştahla silip süpürdü tabağını ve ben yine derin bir ohh çektim.Omuzlarımdaki yükler azaldı, günüme neşeli devam ettim.
Karbonhidrat ve protein mıhlamadan alıyor yanına birde taze sıkılmış meyve suyu hazırlarsanız mükemmel bir öğün olur.Biz domates, salatalık eşliğinde yedik Uras tam bir salatalık aşığı :)

Malzemeler:

2 Yemek Kaşığı Mısır Unu
3 Yemek Kaşığı Tereyağı
2 Su Bardağı Su
1 Çay Bardağı Kaşar Rendesi
1 Çay Bardağı Çeçil Peyniri

Yapılışı:

Tereyağını tavada eritip mısır ununu ekleyip kısık ateşte 5 dk. kavurun.
Suyunu ekleyip hızla karıştırın.
Son olarak peynirleri koyup karıştırın, peynirler eridiğinde kapatın.
Ateşi yüksek olmamalı, peynir çeşidi isteğinize bağlı ama eriyen türden olmalı.



Bunlarda İpek Hanımın Çiftliğinden gelen Uras'ın kahvaltılıkları, o görünen tarhana da bazen kahvaltı olabiliyor :) Hepsi birbirinden lezzetli, böyle tarhana böyle lezzetli tereyağı daha önce yememiştim.Tavsiye ederim mutlaka deneyin.Lezzeti bir yana; hepsi ev yapımı, taze ve katkısız.Çocuğuma rahatlıkla yedirebiliyorum.

25 Mayıs 2012 Cuma

Bir Hafta Bin Değişim



Merhaba...Hızla akan hayata ayak uydurmaya çalışırken blogu ihmal ediyorum farkındayım.Hep söylüyorum aslında daha sık yazmak istiyorum.Uras büyüdüğünde gelişimiyle ilgili herşeyi burada bulabilsin istiyorum ama maalesef haftada ancak 1-2 kez yazabiliyorum.Kendime ve herkese söz veriyorum yazıları arttıracağım :)

Bin değişim diyerek başladık, bebeğim geçtiğimiz hafta sonunu ateşli geçirdi.İlk deneyimimizdi fakat bu krizi iyi yönettik.Cuma akşamı hafif ateşi vardı sabaha kadar düzenli kontrol ettik.En fazla 38'i gördük.Cumartesi tüm gün 37-38 devam etti.Şurupla yükselmesini önlemeye çalıştım.Gece 39'u görünce panikledik tabii, havale geçirecek diye korktum hemen yarım ateş düşürücü fitil verdik ve ılık duş yaptırdık.Yavaş yavaş düştü, o geceyi de nöbetleşe uyuyarak geçirdik.Bu arada Uras sadece atletle uyuyup uyanıyor, giydirince hemen yükseliyordu.Pazar günü düzeldi derin bir ohh çektik.
Ateşli çocuklara yapılan soğuk uygulama beni hep üzmüştür onlar ağladıkça ağlamak gelir içimden ve bir gün Uras'a bunu yapmak zorunda kalmayayım diye dua ederim.Neyse bu kez gerek kalmadan atlattık diye şükrediyorum.
Diş çıkardığı için ateşlendiğini düşünüyoruz belirtiler bu yönde, eline ne geçerse dişlerini kaşıyor.Fakat ilk kez diş çıkarken ateşlendi azı dişleri geliyor galiba, ağrısız çıkmasını diliyorum.
Hasta olmasına rağmen neşesi yerinde oyunlar oynayarak geçirdi hafta sonunu, güçlü oğlum benim!

Vee artık Uras konuşuyor, su içmek istediğinde suyu göstererek ''şu, şu'' diyor.Görülmeye değer çok tatlı çok! Yemek yerken sırayla gösteriyor, örneğin 3 tabak varsa önünde sırayla o yada şu diye istiyor.Ateşlenmeden sonra 2-3 gün iştahsızdı ama düzeldi.Konuşmak için inanılmaz gayret gösteriyor.Öğrenmeye çok açık, çok meraklı...


Kafasına koyduğu her yere ulaşıyor, mesela masada almak istediği bir şey varsa sandalyeyi masanın yanına çekip önce ona tırmanıyor ardından masaya, tabii inemeyince yardım istiyor.Bir kez cesaret bulup inmeyi denemiş ben odada yok iken, düşme sesine koştum ki masaya çıkmış bir kumanda uğruna...En sevdiği oyuncaklar arasında kumanda ve cep telefonları ilk sıralarda yer alıyor.Kumandayı yere fırlatıp pilini çıkarıyor ve ağzına almak için odadan kaçıyor, bizim izin vermeyeceğimizi biliyor.Aynı şekilde telefondan da pil çıkacağını düşünerek yere fırlatıyor şu ana kadar 3 cep telefonu değiştirdim.Sakladığım her yeren buluyor yada dalgınlığıma gelip göz önüne bırakabiliyorum.

Yaşı dolayısıyla hareketli, meraklı her gittiği yeri keşfetmeye çalışıyor. Ben çok normal buluyorum ama maalesef yaramaz olduğunu düşünenler oluyor.Dur desem anlamıyor, oturtup bağlayamam.Keşif döneminde bu yüzden rahat edemediğimiz kişilerle çok az görüşüyorum.Oğlumun rahatlığı önemli, bencil değilim ama şu anda öğrenme aşamasında.Seneye daha rahat gezeriz.Ayrıca 2 saat görüşmeyle yaramazmış diyenlere çok kızıyorum.Gerçekten objektifim ve yaramaz değil sadece enerjisi fazla, hareketli...

Artık yatağından inip sessizce yanıma gelebiliyor, yatağımız oldukça yüksek olmasına rağmen.Evde ikimiz yalnızken yatakta diye düşündüğüm çocuğun aniden ayağıma dokunması nasıl ürkütücü tahmin edersiniz :) Ben korkup çığlık atıyorum, o da benim çığlığımdan korkuyor sonra sarılıp gülüşüyoruz.

                            
Çok hızlı gelişiyor, konuşmaya çalışıyor, sandalyelere, koltuklara hatta masaya tırmanıyor, yemeğini kendi yemeye başladı ve bundan büyük keyif alıyor. Söylenen bir çok şeyi anlayıp uyguluyor. Gezmeye bayılıyor eve girmek istemiyor.Geziyoruz güneşli havayı gördükçe, Uras'ımın istekleri herşeyden önemli...

Fotoğrafta görüldüğü üzere elimizde çaydanlık kapağıyla geziyoruz tüm gün :) Aslında o günün şanslısıydı kapak, bazı günler bir kitabın sayfası, bazen minik bir oyuncak ama mutlaka bir eli dolu olacak.


tshirt: bücürük
saloped: kipa :)
ayakkabı: adidas

17 Mayıs 2012 Perşembe

Uras'ımla Bugün...






Herkese merhaba...Bugünde Uras benden önce uyandı her gün olduğu gibi :) uyanıyor emiyor gözler kapanıyor tam geri uyudu bende uykuya devam edebilirim derken gülerek kalkıp yatakta zıplıyor.Ve ben her gün bu numarayı yiyorum.Full enerji uyanıyor hergün, ben ise bıraksa 5 saat daha uyurum ama aheste aheste kalkıp görevlerimi yerine getiriyorum.


Sabah 9 civarı kalktık, yatakta emdiği için hemen kahvaltı yapmıyor bu arada alt değiştirme el-yüz yıkama rutinleri...Evde yapacağım işlerim varsa -ki akşamdan herşeyi yapmış olurum genelde- yapıyorum bugün eve geç geleceğim için akşam yemeğimizi pişirdim.Bir yandan da Uras için dereotlu, peynirli krep yaptım.Kahvaltısını yanımıza alıp anneannemize gittik, ben orada kahvaltı yapmayı seviyorum kalabalık iştah açıyor.


Annem ile aynı site içindeyiz ama bizim site oldukça büyük bir mahalle gibi, gidene kadar Uras hava alıp güneşlenmiş oluyor.Benim içinde yürüyüş oluyor, eskiden 2 adım ilerideki markete bile arabayla giderdim şimdi bebiş sayesinde yürüyorum.Konu nasıl dağılıyor sadece bugünü anlatmak isterken...

Kahvaltının ardından anneannemizin uzunca süren giyinme, makyaj hazırlığını bitirmesini bekledik ve alışverişe gittik.Uras'a yazlık kıyafet aldık biraz ama her gördüğümü almak istiyorum açıkçası, çok şık kıyafetler var.Çokta engel olmuyorum içimdeki alışveriş canavarına :)



Uras yolda giderken uyudu ve avmdeki tüm gürültüye rağmen uyanmadı tam 2,5 saat, hatta bugün yeni türkü oradaydı konser vardı hiç duymadı bebeğim.


Uyandığında açlıktan hemen huysuzluğa başlamıştı ki, bebek bakım odasına zor attım kendimi biraz emdi, sonra yemeğe geçtik.Peynirin hiç bir türünü yemeyen Uras, yeğenimin yediği kaşarlı tosta kafayı taktı :) ona da aldık ve bitene kadar soluksuz yedi şaşkınlıkla izledim.
Şunu fark ettim ki Uras peyniri ılık seviyor, çünkü krep, poğaça ve tostta yiyor.Yedirmenin yolunu buldum...

Babamız iş çıkışı bizi almaya geldi ve Uras yine huysuzlanmaya başladı babasına çok nazlanıyor zaten.Arabanın ön tarafına gitmek için ağladıkça ağladı.Her gün yeni istekler başlıyor, hızına yetişmekte zorlanıyorum.Babası bir dediğini ikiletmeyen babalardan, Uras ne istese anında yaptırıyor...Aceleyle eve geldik ve Uras otoparkta arabanın ön koltuğuna geçti mutluluktan uçuyordu tabii...Uzun uzun bekledik ama vedalaşmaya niyeti yoktu, o inmek istemeyince biz bindik :) Babaanne ziyareti yaptık hemde Uras arabaya doydu.

Eve gelip güzelce akşam yemeğini yeyip evi talan ettikten sonra uyudu.Önce dinleniyorum sonra dağıttıklarını topluyorum, aynı çekmeceyi günde (evde çok az zaman geçirmemize rağmen) en az 20 kez toparlıyorum.Çok hareketli yoruluyorum ama mum gibi oturan çocuklardan hiç hoşlanmam, böyle seviyorum.






Hırka: Bücürük
Gömlek: Kanz

13 Mayıs 2012 Pazar

Anneler Günü


Annelik yaşadığım en güzel duygu, tarifi yok ancak yaşayan bilir...İsteyen herkesin bir gün anne olmasını dileyerek tüm annelerin ve anne adaylarının anneler gününü kutlarım...

Allah'a her gün şükrediyorum bana anne olma şansını ve bu dünyalar güzeli evladı verdiği için.Benim anneler günüm Uras'a kavuştuğum gün! Varlığı bana en büyük hediye olan canım oğlum iyi ki benimsin :)

Uras'la her saniyemizin tadını çıkarmaya çalışıyoruz, günler hızla geçiyor.İyi ki çalışmama şansım var ve oğlumla birlikte olabiliyorum.Gelişimini yakından izlemek, her gün öğrendikleriyle heyecanlanmak, hayatının her saniyesine tanık olmak çok keyifli.

Keşke her anne en azından 3 yaşına kadar çocuğuna bakabilse...Benim için hayatta oğlumdan daha önemli hiç bir şey yok iş, okul, kariyer herşey ikinci planda yer alır...
Elbette annelerde hayatına devam etmeli ama bebeğinin ona en muhtaç olduğu zamanlarda onu bakıcılara emanet ederek değil, kariyere bir kaç yıl ara vermek zor olmamalı...
Çevremde bir çok kişi bu fikrime karşı çıkıp ''yeni anne oldun, duyguların yoğun ama geçici'' deselerde bu fikrimden vazgeçeceğimi sanmıyorum.ÖNCE ANNELİK...



5 Mayıs 2012 Cumartesi

13.Ayımızı Doldurduk





1 yaşını doldurduktan sonra çok eğlenceli bir döneme girdik. Artık meraklı, keşifçi, özgürlüğüne düşkün bir birey var karşımızda...Bağımlılıkla bağımsızlık arasında kararsız...Ama bana aşık hissediyorum :) Bazen öyle tatlı gülümseyerek uzun uzun bakıyor ki, hiç bir bakış bu kadar etkileyici olamaz!



Babasının sabah gidip akşam gelmesine alıştı fakat benden ayrı kalamıyor, bu dönemde terkedilme korkusu had safhada...Zaman algısı henüz gelişmediğinden iki dakika uzak kaldığında iki yıl görmemiş gibi ağlayıp sarılıyor.Saklambaç yada ''cee'' oyunu oynayarak gitsemde geri döneceğimi anlatmaya çalışıyorum.Yararlı olduğunu söylemeliyim.




Espri anlayışı gelişti komik şeylere gülüyor ve komik bir şey yaptığında gülüyorsak tekrar ediyor eğleniyoruz.Çok anlaşılır olmasa da şarkılar söylüyor.Şimdilik repertuarımız; Arı vız vız ve Mini mini bir kuş :) Bunun dışında herkesin ismini biliyor örneğin; teyzesi dediğimde hemen teyzeye bakıyor.Yaklaşık olarak 10 kelime söylüyor ve halen ''baba'' demeyi öğrenmedi.
Kelime dağarcığı;
Anne, anneanne, teyze, Arda(yeğenim), Ayten(yeğenim), dede, Altı, İki, Üç


Babası doğduğundan beri Uras'a şarkı söylemek yerine alfabe ve rakamları sayıyor, Uras'ta karşılık olarak baba demeden önce rakamları söyledi :))




Bu dönemde tanımadığı kişilere karşı ürkek davranışlar sergilemeye başladı ki çok sıcakkanlı bebekti.15. aya kadar bu tepkilerin normal olduğu söyleniyor.Yeni insanlara, ortamlara alışması için zorlamamak gerekiyor.Zamanla yakınlaşacaktır.




  Bebeğinizin hayatındaki rutinleri bozmamaya çalışırsanız hayatı algılaması daha kolay olacaktır.Örneğin; kahvaltı, uyku, öğle yemeği, park, yemek, banyo, uyku...

  Beslenme konusunda değişiklikler yaptık.Artık süt içmeye başladı.Doktorumuz 1 yaşından itibaren devam sütü içmeli dediyse de ben pek sevemedim, içime sinmedi ve günlük süt içirmeye başladım.Sabah- akşam 1'er çay bardağı içiyor.Alıştırmak zor gelir diye düşünüp epey endişelendik ama Uras bizi şaşırttı.Çok severek içiyor.Bunun dışında bal yemeye başladı.
  Diş çıkarmaya devam ediyor, ayrıca RSV ve grip üst üste gelince iştahsız mızmız bir ay geçirdik.Yemeyen çocuk ne kadar zormuş, bir lokma yesin diye resmen kırk takla attığımız günler oldu.Şarkılar, oyunlar, her metodu denedik ve çözüm aç bırakmaktaymış.Aç kaldı, öğün atladı ama sonunda mama sandalyesine oturup tabağını silip süpürdü.
  Bu çözümü bulana kadar öfke nöbetleri geçirdim, kendimi odaya kapatıp ağladım, bende sinirden yemedim ve kilo verdim.Ama tavsiyem bu kadar kasmayın, aç bırakın o gelip yemek isteyecek ;)
Peynir hala yemiyor maalesef, kalsiyum içeren gıdaları araştırıp onları yediriyorum.Sebze ve muz aşkı devam! Şimdilerde iştahı açık önüne gelen her tabak boş kalkıyor inanılmaz mutluyum.Her lokmasında omuzlarımın hafiflediğini hissediyorum.



                                                   Markette ekmek-avokado yemece :)


Evdeki kaşıfimiz herşeyi kurcalayıp dağıtmak istiyor.Eşyaları farklı yerlerde görüp yer değiştirdiğinde nasıl görüneceğini merak ediyor.Eğer tehlike söz konusu değilse sadece izlemekle yetiniyoruz.

Maalesef yerde her bulduğunu ağzına götürebiliyor o oyun oynarken çok dikkatli olmak gerekiyor.Uras izin vermediğimiz bir hareket yaptığında hemen belli ediyor.Ağzına bişey attıysa bana yada babasına bakıp göz göze geldiğinde odadan kaçıyor.Bu hareketi yapıyorsa anlıyoruz ağzında bişey olduğunu :)

Sosyalleşmesi adına çocukların bulunduğu ortamlara götürmeye çalışıyorum, çocukları çok seviyor.Onlarla sürekli mutlu eğleniyor.Özellikle yeğenim Sarp'ı çok,çok seviyor.Onu gördüğü anda sevinçten kahkahalar atıyor.



Artık giyinirken de yardımcı oluyor, kolunu uzatıyor.Ama söz konusu çorap giymekse koşarak uzaklaşıyor.Ayakkabılarını çıkarıp tekrar giymeye çalışıyor.



1 yaş aşısı yapıldı, çevremdeki herkes bu aşının mutlaka ateş yaptığını söylese de Uras ateşlenmedi.Umarım bundan sonra ki aşılarda da böyle devam eder.


Ve uzatmak istediğim bonus saçlarını dayanamayıp kestirdik.Hem kötü görünmeye başlamıştı hem yaz geldi terleyip isilik olmasını istemedim.Böyle daha yakışıklı değil mi?










4 Mayıs 2012 Cuma

RSV Virüsü







Uzun bir aradan sonra merhaba...Bu dönemde Uras'ta bende 2 kez hasta olduk hastalıklardan sonra kısa bir tatil yaptık.Bu yüzden blogu ihmal ettim.Şimdi fırsat buldukça yazacağım...

Uras 2 aylıkken RSV virüsü kapmıştı maalesef yakın temas ve öpülmekten! Bu virüs her mevsim geçişinde bizimle :(  Nisan ve Ekim aylarında tekrarlıyor.Belirtileri öksürük, hırıltı, ateş, nefes darlığı...Uras özellikle geceleri öksürüklere boğuluyor, nefes darlığından dolayı morarıyor.Bende gece gündüz uyumadan başında bekliyorum.

Tedavi için daha küçükken uzun süre hastanede yatıyorduk şimdi büyüdükçe bu süre de kısalıyor.Eve ventolin ve soğuk buhar makinesi aldık evde kendim tedavi ediyorum.Bu süreçte burnunu temiz tutmak önemli, tıkanmamalı...2 ayrı şurup ve ilaçlı buharımızı 4 saatte bir vererek 1 hafta-10 gün kadar sürede iyileşiyor.

Yeni annelere tavsiyem; bebeğinizi öptürmeyin, yeni doğan bebekler çok hassas olup mikroplara karşı savunmasız...Öpen kişi hasta olmasa bile ağzında milyonlarca bakteri barındırıyordur ve bir çok hastalık ağız yoluyla bulaşır.
Maalesef hala buna dikkat etmeyen insan çok, bir bebeği sevmek için öpücüklere boğan insanları hiç anlamıyorum, anlamayacağım!
Birileri öpüp mikrop bulaştırır ve hem bebek hem anne yıllarca bu hastalıkla uğraşıp durur.

Şimdi kaç yıl daha süreceğini bilmediğimiz ama her geçen yıl azalacağı söylenen bir hastalığımız var.Hastalığımız diyorum çünkü Uras her RSV geçirdiğinde çevresindeki herkese bulaştırıyor.Yetişkinlerde daha hafif geçiyor.

Uras doğduğundan beri ki zaten var olan titizlik hastalığım tavan yapmış durumda ancak herkes aynı özeni gösterseydi sanırım bu hastalığa yakalanmazdı.Mesela; oyuncaklarını her gün ama her gün yıkıyorum.Yerler günde 2-3 kez siliniyor.Uras'a dokunmadan önce mutlaka elimi yıkıyorum.Onun yemek yediği tabak çatal önce makinede yıkanıyor sonra kaynatılmış sıcak suda bekletiliyor vb..vb..Babası da benim kadar hassas olmasa da dikkat ediyor.Fakat dışarıdan birileri gelip elini yıkamadan dışarının tüm mikrobuyla Uras'a dokunuyor.Bir süre kimseyle görüşmemeyi düşündüm ama olmuyor asosyal bir çocuk yetiştirmek istemiyorum...

Önemli unsurlardan biri de bebeğimi kalabalık ortamlara götürmemek, alışveriş merkezleri, kreş, eğlence merkezi gibi alanlardan özellikle Nisan ve Ekim aylarında uzak tutmak gerekiyor.

Sürekli çevremdekilere talimat yağdıran antipatik biri haline geldim ama bebeğim hastayken sadece o ve ben acı çekiyoruz.Korumak zorundayım...Uras'ın bulunduğu mekanda sigara içilmemesi ve hijyen çok önemli...Benim için de çevremde bebeğime benim gibi özen gösteren duyarlı insanların olması önemli...





Kot ceket: C&A
Sweatshırt: Wenice
Pantolon: Mavi
Ayakkabı: Adidas