Merhaba, çocukların uyudukları nadir anlardan birinde bilgisayar başına oturabilmişken yazıp kaçacağım :) Belki de yazamadan Defne uyanacak, mümkündür...
Defne 11. ayına girdi ve hani o daha önce bahsettiğim hayal ötesi çocuk vardı ya o yok artık.Sürekli ağlayan, kucağımdan bir saniye bile ayrılmayan, iştahsız, uyumayan bir kızım var artık.Mütemadiyen ağlayabilir mi bir çocuk hem de sebepsiz! Ağlıyor işte, bir saniye bırakıp su içmeye gitsem katıla katıla ağlıyor.O ağladıkça ben geriliyorum, bazen ağlıyorum.
Bugünler geçer mi??? Umutsuzum...
Uykuyu da sevmiyor, dinlenecek hiç vaktim olmuyor...
Yorgun ve uykusuz olunca geriliyorum, gerildikçe süt azalıyor. Süt gelmedikçe panik ve stres iyice süt oluşumunu engelliyor. Kısacası zor günler geçiriyorum.Tatlı, bulgur, yeşillik ve günde 3 litre su tüketerek süt arttırmaya çalışıyorum.İlk kez başıma geliyor bu durum şaşkın ve mutsuzum...
Diğer yanım var birde; Uras'ım...İlgilenmeye pek zamanım olmuyor, temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyorum.5 dk boş kalsam arabaları dizip oynuyoruz ya da maç :) Müzik açıp dans etmeyi seviyor bu aralar ve tüm yorgunluğuma rağmen eşlik etmeye çalışıyorum.
Hafta sonları babasıyla dilediği her şeyi yapıyor, hep dışarıda ve oyuncak alışverişindeler.Akşamları zaten baba kapıdan girdiği andan itibaren odasına götürüyor arabalarla oyunlar başlıyor.Baba iş dışındaki vaktinin tamamını ona ayırınca haliyle babasına olan ilgisi daha fazla...
Kardeş kıskançlığı had safhada, özellikle baba paylaşılamıyor.Oyuncak kavgası, yemek kavgası, Uras'ın kıyaslamaları (biz asla yapmıyoruz), baba kavgası vb. bunlar geçecek mi? Sürekli okuyup araştırıyoruz nasıl davranmalıyız diye fakat pratikte çözüm zor...
2 çocuğu ard arda dünyaya getirmek doğru mu yanlış mı, yaş aralığı daha fazla mı olmalıydı ben hala emin değilim.Bazen iyi ki böyle olmuş büyüyorlar ve artık kendime zaman ayırabileceğim diyorum, bazen bu yoğunluk hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor 3-4 yıl bekleseydim diyorum.
Uras'la ilgilenmeyi özlediğim zamanlar oluyor, sırf ona ayırabileceğim 2 saatim olsa mesela...Geçtiğimiz hafta Hatay'a gittik çocuklarla. Defne'ye teyzesi baktı ben Uras ile çarşıya gittim istediği her yere götürdüm oyuncak isteklerini hiç reddetmedim. Şımartmayı bile özlemişim...Ve o gün elleri elimdeyken halen ne kadar küçük olduğunu fark ettim!
Uras yanımdayken bu kadar uzak olmak çok üzücü...O aslında kendi dünyasında mutlu, oynuyor eğleniyor.Ama ben daha çok sarılmak daha kaliteli zaman geçirmek istiyorum.
Döktüm içimi rahatladım yine :)
Bu arada Defne'nin gelişiminden bahsedeyim; yaklaşık 2 aydır emekliyor ama yürümeyi asla istemiyor.Koltuklara tutunarak ayağa kalkıp sıralıyor fakaaat tekrar yere oturamıyor.Uras 9. ay sonu yürümüştü ama sanırım kız-erkek farkı var.Kasları güçlü oluyor erkek çocukların, fiziksel gelişimi daha hızlı bu yüzden.
Günlerce çabaladık ''baba'' demeyi öğrendi.Bolca çekmece-dolap karıştırıyor.Banyo saati geldiğinde sevinç çığlıkları atıyor.Neyse ki mutlu edecek bir şey var ''banyo'' :)