23 Nisan 2014 Çarşamba

DURUM BİLDİRİMİ :)

 


Merhaba, çocukların uyudukları nadir anlardan birinde bilgisayar başına oturabilmişken yazıp kaçacağım :) Belki de yazamadan Defne uyanacak, mümkündür...

Defne 11. ayına girdi ve hani o daha önce bahsettiğim hayal ötesi çocuk vardı ya o yok artık.Sürekli ağlayan, kucağımdan bir saniye bile ayrılmayan, iştahsız, uyumayan bir kızım var artık.Mütemadiyen ağlayabilir mi bir çocuk hem de sebepsiz! Ağlıyor işte, bir saniye bırakıp su içmeye gitsem katıla katıla ağlıyor.O ağladıkça ben geriliyorum, bazen ağlıyorum.
Bugünler geçer mi??? Umutsuzum...
Uykuyu da sevmiyor, dinlenecek hiç vaktim olmuyor...
Yorgun ve uykusuz olunca geriliyorum, gerildikçe süt azalıyor. Süt gelmedikçe panik ve stres iyice süt oluşumunu engelliyor. Kısacası zor günler geçiriyorum.Tatlı, bulgur, yeşillik ve günde 3 litre su tüketerek süt arttırmaya çalışıyorum.İlk kez başıma geliyor bu durum şaşkın ve mutsuzum...
Diğer yanım var birde; Uras'ım...İlgilenmeye pek zamanım olmuyor, temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyorum.5 dk boş kalsam arabaları dizip oynuyoruz ya da maç :) Müzik açıp dans etmeyi seviyor bu aralar ve tüm yorgunluğuma rağmen eşlik etmeye çalışıyorum.
Hafta sonları babasıyla dilediği her şeyi yapıyor, hep dışarıda ve oyuncak alışverişindeler.Akşamları zaten baba kapıdan girdiği andan itibaren odasına götürüyor arabalarla oyunlar başlıyor.Baba iş dışındaki vaktinin tamamını ona ayırınca haliyle babasına olan ilgisi daha fazla...

Kardeş kıskançlığı had safhada, özellikle baba paylaşılamıyor.Oyuncak kavgası, yemek kavgası, Uras'ın kıyaslamaları (biz asla yapmıyoruz), baba kavgası vb. bunlar geçecek mi? Sürekli okuyup araştırıyoruz nasıl davranmalıyız diye fakat pratikte çözüm zor...

2 çocuğu ard arda dünyaya getirmek doğru mu yanlış mı, yaş aralığı daha fazla mı olmalıydı ben hala emin değilim.Bazen iyi ki böyle olmuş büyüyorlar ve artık kendime zaman ayırabileceğim diyorum, bazen bu yoğunluk hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor 3-4 yıl bekleseydim diyorum.
Uras'la ilgilenmeyi özlediğim zamanlar oluyor, sırf ona ayırabileceğim 2 saatim olsa mesela...Geçtiğimiz hafta Hatay'a gittik çocuklarla. Defne'ye teyzesi baktı ben Uras ile çarşıya gittim istediği her yere götürdüm oyuncak isteklerini hiç reddetmedim. Şımartmayı bile özlemişim...Ve o gün elleri elimdeyken halen ne kadar küçük olduğunu fark ettim! 
Uras yanımdayken bu kadar uzak olmak çok üzücü...O aslında kendi dünyasında mutlu, oynuyor eğleniyor.Ama ben daha çok sarılmak daha kaliteli zaman geçirmek istiyorum.
Döktüm içimi rahatladım yine :)

Bu arada Defne'nin gelişiminden bahsedeyim; yaklaşık 2 aydır emekliyor ama yürümeyi asla istemiyor.Koltuklara tutunarak ayağa kalkıp sıralıyor fakaaat tekrar yere oturamıyor.Uras 9. ay sonu yürümüştü ama sanırım kız-erkek farkı var.Kasları güçlü oluyor erkek çocukların, fiziksel gelişimi daha hızlı bu yüzden.
Günlerce çabaladık ''baba'' demeyi öğrendi.Bolca çekmece-dolap karıştırıyor.Banyo saati geldiğinde sevinç çığlıkları atıyor.Neyse ki mutlu edecek bir şey var ''banyo'' :)

 
Ben ise tüm bu yoğunlukta kendime kitaplar alıyorum okumaya vakit bulmayı ümit ederek, bir yandan sevgililer günü hazırlığı, diğer yandan ailemize katılacak özel bir bebek için minik hazırlıklar, vee yaş günleri yaklaşan Defne ile Uras için parti hazırlığı içerisindeyim.








18 Aralık 2013 Çarşamba

Elma Püreli Yoğurt


Defne'nin bugün ara öğün olarak yediği püreyi hemen yazmalıyım diye düşündüm. Çünkü çok lezzetli ve çok severek yedi. Ayrıca Asya Dila için gelsin bu tarif ;) Annesi, umarım minik prenses sever ve yer....

1 Elma
3 Kaşık Ev Yoğurdu
1 Çay Kaşığı Tarçın

Elmayı soyup cam rende ile rendeleyin ve tüm malzemeyi karıştırın.

Aslında miktarı arttırıp kendiniz içinde yapın bence çok lezzetli ve sağlıklı bir ara öğün olur.
Fotoğraf makinemiz evde kayıp, cep telefonu kullanmıyorum dolayısıyla fotoğraf çekemiyorum bu aralar böyle...

7 Aralık 2013 Cumartesi

Karlar Düşer...


Yılın ilk karı yağdı bu sabah, karı gördükçe üşürüm ben...Şimdi soğuk, karlı, yağışlı geçecek koca 3 ay var önümüzde...Sonraaa gelsin bahar, en sevdiğim mevsim!

Artık kapının önüne bile çıkmak istemeyeceğim, oysa Uras kardan adam yapmak için sabırsızlanıyor. Neyse ki teras var, akşam babası gelince çıkarlar açarız ışıkları yapar kardan adamını :) Defne pencereden izlemekle yetinecek, hasta olacaklar diye ödüm kopuyor.

Sevmiyorum kışı, öyle mutluluk içinde kardan bahsedemeyeceğim. Benim mevsimim bahar çünkü!
Ilık akşam rüzgarları, bembeyaz çiçekler açan meyve ağaçları, yakmayan güneş...
Çocuklarla yürüyüşe doyacağımız, günün her saati dışarıda olabileceğimiz mevsim..

6 Aralık 2013 Cuma

Notlar...Notlar



Mutfak penceremin önünde duruyorum. Muhteşem deniz manzarasının tadını çıkarıyorum. Elimde sıcacık sütlü kahve, çocuklar uyuyor.Sakin, sessiz 1 saatçik...Dinlendim...

Sonra çocuklar uyanıyor, biri uyanınca diğerini mutlaka uyandırır. Maraton başlıyor :) İşler, güçler, çocukların ihtiyaçları, oyunlar derken akşam oluyor.
Sıradan bir gün daha bitiyor derken ta taam akşam 6'da yemeğe misafir geleceğini öğreniyorum. Telaşa gerek yok bu misafir başkaa, yemeklerini hazırlayıp gelirler yada karı-koca mutfağa girip yaparlar. Ben çocuklarla ilgilenmeye devam :) Böyle arkadaş dostlar başına, kendi evimde misafir gibiyim.
Yemek bahane arkadaşlar şahane ;)

Uras bugün kahverengi kek yapar mısın anne dedi. Yaptım tabii şu anda evin bilumum yerleri kek kırıntılarıyla dolu :) Afiyetler olsun bal oğluma!

2 gündür burun akıntısı ve hafif öksürükleri başladı, o öksürdükçe kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor. Lütfen rsv olmasın, kısacık bir gribe razıyım ama günlerce hastanede kalmayalım.
Burun spreyi ile günde 3 kez temizliyorum, ıhlamur ve soğan çayı yapıyorum severek içiyor ikisini de...
Tam da Haziran ayından beri hasta olmadık, atlattık bu dönemi diye konuşmaya başlamıştım.

Defne'nin de burnu tıkanıyor, bulaşıyor tabii...Sprey ve otri bebe ile iş başındayım.

Bu arada 9. ay aşımızı yaptırmaya bir türlü gidemedim, Pazartesi de kar yağacakmış soğuk havada çocukları dışarı çıkarmak düşüncesi bile ürkütüyor. Ama en azından Defne çıkacak mecburen, keşke aşılar için hemşireler eve gelse...
Evhamlı anneden sevgiler ;)





3 Aralık 2013 Salı

Enginarlı Bezelye Püresi

Malzemeler:
  • 1 Küçük Enginar
  • 1 Çay Bardağı Bezelye
  • 1/4 Kuru Soğan
  • 1 Bardak Et Suyu
  • 1 Bardak Su
  • 1 Yemek Kaşığı İrmik
  • 1 Yemek Kaşığı Zeytinyağı
Yapılışı:
  • Enginar ve soğanı küçük doğrayın.
  • İrmik hariç tüm malzemeyi tencereye alıp pişirin.
  • Sebzeler yumuşayıp suyunu çekmek üzereyken blenderdan geçirin.
  • İrmik ekleyip karıştırın.
 
Kıvamını siz belirleyebilirsiniz, bebeğiniz sulu seviyorsa daha sulu katı seviyorsa suyunu iyice çektirin.Soğudukça katılaştığını da belirteyim.
 
Ilıdığında yağ ekleyip yedirebilirsiniz.
 
Ben çocuklarımın yemeklerinde 2 çeşit sebze kullanıyorum. Enginar ve bezelye, yer elması ve brokoli, patates ve havuç gibi gibi...Bunların dışında zaten ay itibariyle soğan ve sarımsak ekliyorum, et suyu, kıyma derken çeşit artıyor.
Her gün taze hazırlamayı tercih ediyorum.Fakat bu tarif ile biraz fazla püremiz olunca karton bir bardağa doldurup dondurucuya koydum.Çok uzun süre bekletmeden tüketiriz.
 

2 Aralık 2013 Pazartesi

Blog Fırtınasında 2. Gün ;)


 
 
Bir süreliğine gözlerinizi kapatın. Uzun bir seyahatte olduğunuzu düşünün. Yolda seyir halindesiniz ve aracı siz kullanıyorsunuz.

Bugün inanılmaz yorucu geçti ve şimdi çocukları uyutup beni dinlendirebilecek her şeyi ard arda yapmak istiyorum. Fonda Jason Mraz I'm Yours...Bitki çayımı içip uzanıp seyahat planlasam, nereye gitmek isterim ki...Çocuklardan 1 sn. bile uzak kalamam, onlarla da bu mevsimde zor...

Defne sabah uyandığı andan gece uyuyana kadar aralıksız her şeye ağladı. 3.Diş mi geliyor bilemiyorum. Sakinleştirmek için denediğim her şey sonuçsuzdu, sadece kucağımda olmak istiyor bıraktığımda hıçkırarak ağlıyor zor bir gündü...Ben yemek yiyemedim hadi kendimi geçtim Uras'a sağlıklı yemek hazırlayamadım.

Akşamdan kalan çorba ile kahvaltı yaptı, öğlen sucuk, akşam haşlanmış makarna bu kadarını bile Defne kucağımdayken hazırlayabildim. Aslında Uras'în sevdiği yemeklerdi ama vicdanım rahat değil...

Bu arada Defne neler yedi;
Kahvaltıda sadece haşlanmış yumurta ve ekmek hazırlayabildim.
Öğlen sarımsakla yarım avokado ezdim, versem 1 avokadoyu bitirirdi.
Akşam kabak püresi ve yoğurt...Bu kadarına şükür.

Babamız geldikten sonra da durum değişmiyor, Uras babasına çok düşkün ve kardeşini yaklaştırmıyor dolayısıyla Defne hep bende...Geçmiyor günleeer diyerek Özcan Denize bağlıyorum :))

Yarın görüşmek üzere...

1 Aralık 2013 Pazar

Biz Hala Buralardayız

 
Bir varmış bir yokmuuuşşş iki küçük çocuklu Pınar anne varmış.Yazmayı çok severmiş.Çok istese de küçük çocukları sürekli ilgi istediğinden dolayı düzenli yazamazmış.
Defne kuzusu 9. ayını doldurmak üzere olduğu halde henüz blogda O' nunla ilgili 2 kez yazabilmiş.Oysa Defne'yi anlatmak anlatmak anlatmak istiyormuş.

Şöyle bir bebek düşünün; yemek seçmeyen (kereviz dışında), ağlamayan, uykusu geldiğinde kendi uyuyan, düzenli emen, sürekli gülücük saçan, her müziğe dans edip eğlenen, kendi dünyasında çok mutlu! İşte o Defne Hanzade ;)
Beni hiç yormuyor minik meleğim, kocaman bir Maşallahı ihmal etmeyelim.

Uras'a gelince artık kıskançlık tepkilerine başladı, Defne ona dokunduğu anda kıyameti koparıyor.Benden uzak dur, yaklaşma, dokunma, sen hep bana vuruyorsun diye söylenerek vurmaya yelteniyor.
Sevdirmeye çalışıyoruz ama şimdilik çabalarımız sonuç vermiyor.Bakalım zamanla alışacak (öyle umuyoruz).

Uras artık çok yemek seçiyor, bu sebeple her öğün yemek sorunu yaşıyoruz.Et ve tarhana dışında hiç bir şey yemek istemiyor.Sırf bu yemek yedirme çabaları bile beni çok, çok yoruyor.Her lokması için binlerce dil döküyorum, oyunlar oyunlar...

Hızla öğrenmeye devam ediyor, özellikle İngilizceye ilgisi büyük.Bizde öğretip, tekrar ettiriyoruz.Renkleri ve 10'a kadar saymayı biliyor, şimdi evde ki nesneleri öğretmeye başladık.
Defne ise; bay bay, alkış ve elleriyle çeşitli dans figürleri sergilemeyi öğrendi :) Anne ve mama demeyi öğrendi, şu anda ihtiyacı olan iki kelime :)
Yorucu olduğu kadar keyifli günler geçiriyoruz. Bugünlerimizin her saniyesinin tadını çıkarmaya çalışıyoruz. Zaman hızlı ilerliyoruz, daha 6 ay önce kelimeleri yarım söyleyebilen Uras şimdi pıtır pıtır konuşuyor.O yarım kelimeleri bile özledik.İyi ki sürekli telefon elimde kaydediyorum.
Ayrıca blog fırtınası bende katıldım, Aralık ayı boyunca her gün yazacağım.Bu sebeple düzenli yazıp çocukların gelişimi ile ilgili bolca notlar almış olacağım için seviniyorum.Umarım vakit ayırabilirim.