7 Mart 2012 Çarşamba

Seni Çok Seviyorum Oğlum...



Gülüşüne, gamzelerine, bakışına her şeyine hayran olduğum bebeğim seni çok seviyorum...
Yemek yemediğinde sana kızmam aslında sana üzüldüğümden, aç kalmana dayanamıyorum.Zayıflayıp güçsüz kalmanı istemiyorum.Sen hep sağlıklı, güçlü ol ki hastalıklar yıkmasın.Çabalarım bu sebepten...Yine diş çıkıyor sanırım ona göre yiyecekler hazırlamama rağmen yemeyince üzülüyorum.Bir öğünü bile atlasak gece uyuyamıyorum belki bende biraz evhamlıyım ama senin sağlığın için tüm endişem...

Bugün tüm gün yediği 1 muz, 1 elma, 1 kase yoğurt, 4 lahana sarması...Kahvaltıda 3 lokma yumurta yedi devamında bildiğim bütün oyunlar oynandı, şarkılar söylendi, oyuncaklar verildi yine de ağzını açmadı...Sesimi yükselttim sonunda ama çok pişmanım...
Ben Uras'ı büyütürken azarlamayacağıma, sesimi asla yükseltmeyeceğime söz vermiştim kendime ama olmadı, gerçekten yorucu bir dönemdeyiz.Yürümeye başladığından beri uyumadığı süre sürekli evde koşturuyoruz, her yere girip çıkıyor.Evde ne kadar önlemler alsakta tehlike hala çok, mesela masanın altına girip ayağa kalkıyor başını çarpıyor.
Yaramazlıkları arttı gözümü bir saniye ondan alsam kendine bir zarar veriyor...Hal böyle olunca çok yoruluyorum ve stresten ona sesimi yükselttim...Tepkisi bana sarılıp ağlamak olunca o anda pişmanlıktan bende ağladım...Nasıl bir muhtaçlıktır ki kızdığım halde benden yardım bekliyor, tek güvendiği, en sevdiği insan benim oysa...Yapmamalıydım...


Çocuğunuz yemek yemiyorsa; onu zorlamayın.


“Onu zorlamayın” derken kaşıkla “uçak” yapmayın, şarkılar veya televizyonla oyalamayın, hepsini bitirmesi için vaatlerde bulunmayın, tehdit etmeyin, yalvarıp yakarmayın, çocuğunuz olmasından yararlanmayın, araya büyükannesini sokmayın, kardeşleriyle kıyaslamayın, “iyi” ve “kötü” çocuklardan bahsetmeyin, önündekini yediği takdirde tatlı yeme şartı koşmayın demek istiyoruz.

Aileler özellikle anneler, yemekten kaynaklanan çatışmalar nedeniyle acı çekiyorlar. Hem de çok.. Bir annenin yazdığı gibi “yemek saatinin gelmesinden korkmak felaket bir durum” Anne korkuyorsa çocuk ne hissediyordur? Kederi ne kadar büyük olursa olsun bir anne, çocuğunun kendisinden daha çok acı çektiğini her zaman hatırlamalıdır. Onunla dalga geçmiyor, onu kendi çıkarları için kullanmıyor, “her şeyi” bilmiyor, aykırı ruhunu göstermiyor. Yalnızca korkuyor.

Onun geçmişi, geleceği, arkadaşlıkları, mantıklı açıklamaları, umutları yok. Her şeyi sizsiniz.


Sizin her şeyi onun iyiliği için yaptığınızı anlayamaz. Onun için annesinin bu davranışı, onu dövmesi ya da ona bağırması kadar anlaşılmazdır.


Annesiyle didişir. Nedenini bilmez. Bunun ne kadar süreceğini bilmez. (Yani sonsuza kadar süreceğini zanneder.) Dünyada en sevdiği insan, güvenebileceği tek insan ona sırt çevirmiş gibidir. Tüm dünyası altüst olur.


Bu çatışmada en çok acı çeken her zaman çocuktur.


Carlos Fernandez, Çocuğum Yemek Yemiyor kitabından alıntı...

1 yorum:

  1. merhaba... kırmızıyla yazdıklarınız benimde ctonk etkisi yarattı:) ben yemek için zorlamaktan geceki epey oldu ama başka konularsa krizler yaşayıp bağırmadan önce bunları hatırlamak iyi olur:)))

    YanıtlaSil